İçindeki oyunculuk
tutkusunu ailesine bir türlü anlatamayınca kendi çabalarıyla eğitim aldı,
ajansa kaydoldu, görüşmeler yaptı ve dizi anlaşmasını imzaladı Seray Kaya.
İmzayı attığı gün ailesine söyledi artık profesyonel olarak oyunculuk
yapacağını. Ailesini de ikna etti ve desteğini aldı. O aslında bir makyöz. 7
yıl bir güzellik merkezinde çalışmış. İnsanları güzelleştirmekten keyif alıyor
ve renklerle oynamaktan. Aynı zamanda yazıyor. Oynamak istediği hikâyeleri...
Meditasyonunu böyle yaptığına inanıyor. Yazarken kendini özgür bıraktığını
söylüyor. Bugüne kadar iki dizide yer aldı. Önünde uzun bir yol var. Ama
kendine güveni tam. İnsanların kendisini eleştirmesinden, gülmesinden
çekinmiyor. Setin ilk günü kendine söz vermiş: “Seray sen yenisin, oyunculuk
anlamında kendini göreceksin. Etrafında insanlar sana gülebilir, hiç önemli
değil. Bir karakter oturtmaya çalışıyorsun ve hata da yapabilirsin, bunlar
düzeltilebilir.” Seray Kaya ile oyunculuk serüvenini konuştuk.
-Makyajsız, erkeksi bir kızı oynamıştın...
Benim tercihimdi. O süreçte başka işler için de görüşmeler yapıyordum. Ama Miray’ın hikâyesi beni etkiledi ve güzellik kıstasını kırmak istedim. n Ailen ikna oldu mu peki sonunda? Onlar başta oyunculuk yapma isteğimi bir heves olarak gördükleri için karşı çıktılar. İlk dizi sözleşmesini yaptıktan sonra onlara “Ben eğitim aldım, ajansla anlaştım, görüşmeler yaptım, dizi için de sözleşme yaptım. Geri dönüşü yok, vazgeçersem tazminat ödemek zorundayız” diyerek emrivaki yaptım. Sonrasında babam, “Bu işi bu kadar istediğini fark edemedik kızım, artık arkandayım” dedi. Ailemin desteği ile sete huzurlu gitmek çok güzel tabii.
-Oyunculuk maceran
nasıl başladı?
1991, İstanbul
doğumluyum. Kalabalık bir ailede el bebek gül bebek büyüdüm, bir aradayken
göbekler atan çok eğlenen bir aileyiz. Okul hayatım devam ederken bir de
güzellik merkezinde çalıştım. Çıraklık dönemiyle birlikte 7 sene makyözlük
yaptım. Özel nedenlerden çalışma hayatına erken yaşta başlayıp oradan
oyunculuğa geçiş yaptım. Kalemimin iyi olduğunu düşünüyorum, yazmayı çok
seviyorum. Kimisi doğaya gittiğinde huzur bulur bense kendi başına kalıp
yazmayı sevenlerdenim, meditasyonumu o şekilde yapıyorum. Yazarak hayal gücümü
ne kadar özgür bıraktığımı keşfettim. Oynamak istediğim hikâyeleri yazmaya
başladım. Oyunculuk biraz da böyle başladı.
-Yani yazdığın
hikâyeleri oynamak için oyunculuğa başladın...
Evet. Oynamak
istediğim rolleri yazıyorum. Çekmek gibi bir niyetim yoktu, o zaman ben de
“Kamera önüne geçeyim” dedim ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. Ailem başta
karşıydı. Arkadaşımı Sadri Alışık Kültür Merkezi’ne götürdüğümde ders
saatlerinin benim için de uygun olduğunu görüp kayıt oldum. Daha sonra “Huzur
Sokağı” adlı dizi olunca havalara uçtum.
-İlk projen gelince
ailen nasıl karşıladı?
Her şeyi gizli
gizli yaptığım dönem zordu ama iyi ki o tatları da yaşamışım. Ailem arkamda
olsun çok isterdim. Ama bu da ne kadar büyük zorluklarla geldiğimin bir kanıtı
bence. Genelde insanlar “Güzelsin, oyuncu olursun tabii” düşüncesinde, buna çok
karşıyım. “Kocamın Ailesi” dizisiyle bu kıstası kırdığımı düşünüyorum.
Tırnaklarımla geldiğim için mutluyum.
-Makyajsız, erkeksi bir kızı oynamıştın...
Benim tercihimdi. O süreçte başka işler için de görüşmeler yapıyordum. Ama Miray’ın hikâyesi beni etkiledi ve güzellik kıstasını kırmak istedim. n Ailen ikna oldu mu peki sonunda? Onlar başta oyunculuk yapma isteğimi bir heves olarak gördükleri için karşı çıktılar. İlk dizi sözleşmesini yaptıktan sonra onlara “Ben eğitim aldım, ajansla anlaştım, görüşmeler yaptım, dizi için de sözleşme yaptım. Geri dönüşü yok, vazgeçersem tazminat ödemek zorundayız” diyerek emrivaki yaptım. Sonrasında babam, “Bu işi bu kadar istediğini fark edemedik kızım, artık arkandayım” dedi. Ailemin desteği ile sete huzurlu gitmek çok güzel tabii.
-Aileni ikna
ettiğinde bu defa da yapımcısı var, yönetmeni var...
19 yaşımda aileme
bunun bir heves olmadığını, içimde gerçekten bir aşkın filizlendiğini, para ve
şöhret için yapmadığıma ikna etmeliydim. Ve insanların beni gördüklerinde “Bu
kız oyuncu” demesini istiyordum.
-Setteki ilk günün
nasıldı?
Setin nasıl bir yer
olduğunu bilmediğim için sürekli “Abicim ne yapayım, nerede durayım?” diyordum.
“Seray sen yenisin, oyunculuk anlamında kendini göreceksin. İnsanlar sana
gülebilir, hiç önemli değil. Bir karakter oturtmaya çalışıyorsun, hata da
yapabilirsin, bunlar düzeltilebilir” diyerek kendimi yatıştırdım. Öğrenme
çabasındaydım ve rahattım da. Hatta yönetmenimiz “Sen daha önce hiç set
tecrübesi yaşamadığına emin misin?” demişti. Üstesinden geldiğimi düşünüyorum.
-Bir mesleğinin
olmasının da avantajı var...
Kesinlikle. İlerde
bu işte bir yere gelemediğimi hissettiğimde kendime bir güzellik merkezi açıp
kendi işimin patronu olabilirim. Zaten öyle bir düşüncem var. Çünkü makyajı çok
seviyorum.

Yorumlar
Yorum Gönder